Dr. Oğuzhan İrengün
Sosyal Girişimcilik, sosyal bir sorunun farkında olan ve girişimci(ler) olarak adlandırılan kişi ya da grupların öncülük ettiği yenilikçi, sürdürülebilir ve dolayısıyla kalıcı bir sosyal sorun çözme veya bir sosyal sorunun yarattığı etkileri en aza indirme süreci olarak tanımlamaktadır. Bu bağlamda sosyal girişimciler, kâr amacı güden girişimcilere benzer şekilde fırsatları tespit edebilen, bu fırsatları yenilikçi yöntemlerle değerlendirebilen, risk alabilen ve sonuç olarak fayda elde edebilen kişilerdir. Bu açıdan bakıldığında ticari girişimciler ile sosyal girişimciler arasındaki temel ayrım kuruluşlarının temel amacıdır. Ticari girişimciler faaliyetleri için kâr elde etmeyi amaçlarken, sosyal girişimciler sosyal değer yaratmayı ve faaliyetlerini sürdürmek için kâr elde etmeyi amaçlarlar. Akademik olarak sosyal girişimcilik, günlük hayatta kullanımından biraz daha farklı olarak düşünülmektedir. Günlük hayatta, yardımseverlik, sosyal sorumluluk, hayır işi ve benzeri faaliyetler de sosyal girişimcilik şemsiyesi altında değerlendirilse de akademik olarak, bir girişimcinin sosyal girişimci sayılabilmesi için, sosyal sorunun inovatif bir bakış açısıyla çözülmesi gerekmektedir. Bu gerekliliğin temel nedeni, sosyal girişimcinin daha önce kamu kuruluşları tarafından çeşitli nedenlerle, özel sektör tarafından ise yeterince kârlı veya amaçlara uygun olmadığı çözülemeyen sorunu yenilikçi bir yaklaşımla çözmesidir. Bunun dışında bir faaliyetin sosyal girişim olarak adlandırılabilmesi için; yürütülen girişim faaliyetinin kendi kendisini sürdürebilir nitelikte olması gerekmektedir. Bu yaklaşımın temel nedeni ise, yardımlara, kişilere veya başka kurumlara bağımlı olarak faaliyet gösteren bir girişimin temelde sürdürülebilirliğinin tartışmalı olmasındandır. Bu bağlamda ancak piyasa koşullarında, gelir getirici faaliyetleriyle kendini finanse edebilen bir girişim sosyal girişim olarak tanımlanabilir. Bunların dışında, sosyal girişimin girişimcisinin de faaliyet sonucu elde edilen gelirden, ancak piyasa koşullarında aldığı maaş veya huzur hakkı olarak değerlendirilebilecek bir tutardan daha fazlasını almaması; yani bir girişimci gibi kâr elde etmemesi gerekmektedir. Girişimin elde ettiği kârın, sosyal girişimin vizyonu olarak değerlendirilen, sosyal çözüme katkı sağlamak üzere kullanılması gerekmektedir.Bugün global çapta Ashoka veya SCHWAB vakfı gibi kuruluşlar başta olmak üzere, çeşitli kurum ve işletmeler sosyal girişimcilik faaliyetlerine önemli destekler vermektedirler. Sosyal girişimlere örnek olarak, Ayşe Tükrükçü tarafından kurulan “Hayata Sarıl Derneği” ve “Hayata Sarıl Lokantası” gösterilebilir. Hayata Sarıl Derneği, Hayata Sarıl Lokantası, evsiz bireylerin yeniden topluma kazandırılmasını ve istihdam edilerek kendi ayakları üzerinde durmalarını sağlayan bir platform olarak faaliyet göstermektedir. Burada çalışan evsizler mutfak, hijyen ve garsonluk gibi alanlarda eğitim alarak meslek edinmekte ve bu bağlamda lokanta, sadece bir yemek mekânı olmanın ötesinde, evsizlikle mücadelede sürdürülebilir bir model oluşturmayı hedeflemektedir.
Kaynak Önerileri
Dees, G.J., Elias, J. (1998). The Challenges Of Combining Social And Commercial Enterprise, Business Ethics Quarterly,8 (1), 165-178.
Hwee Nga, J.K., Shamuganathan, G. (2010). The Influence Of Personality Traits And Demographic Factors On Social Entrepreneurship Start Up Intentions, Journal Of Business Ethics, 95, 259-282
İrengün, O., & Arıkboğa, Ş. (2015). The effect of personality traits on social entrepreneurship intentions: A field research. Procedia-Social and Behavioral Sciences, 195, 1186-1195.
Peredo, A.M., Mclean, M. (2006). Social Entrepreneurship: A Critical Review Of The Concept, Journal Of World Business, 41, 56-65.
Zahra, S. A., Gedajlovic, E., Neubaum, D. O., & Shulman, J. M. (2009). A typology of social entrepreneurs: Motives, search processes and ethical challenges. Journal of business venturing, 24(5), 521.
https://hayatasaril.org.tr/