Gerçeklik-Ötesi (Post-Truth)

Ersel Koruk

Bir önceki yıla göre kullanımı %2000 artan Gerçeklik Ötesi kavramı Oxford Sözlüğü ve Alman Dili Topluluğu tarafından 2016 yılının sözcüğü ilan edildi. Oxford gerçeklik-ötesini: “Belirli olaylarda toplumun düşüncesini şekillendirmek duygulara ve kişisel düşüncelere yönelik (sözlerin) nesnel gerçeklerden daha etkili olması durumu” olarak tanımlıyor.

Gerçeklik-ötesi kavramını ilk olarak Steve Tesich 1992 yılında yayınladığı bir yazısında kullanıyor. İkinci kez kullanımı ise Ralph Keyes’in 2004 yılında kaleme aldığı kitabıyla oluyor. Ancak kavramın kullanımı 2016 yılında Birleşik Krallığın AB’den çıkışı (Brexit) ve ABD başkanlık seçimi süreçleriyle birlikte artıyor.

Toplumsal olana dair gerçeğin çarpıtılması ya da söylenmemesi hiç de yeni bir durum değilken, peki gerçeklik-ötesine özgü olan nedir ve gerçeklik-ötesinin kökeninde ne yatmaktadır? Konuyla ilgilenen araştırmacıların, bu sorulara verdikleri cevaplar bağlamında uzlaştıkları söylenemez ancak bazı savlarına değinmek gerekirse: İlk olarak yazın içerisinde kavrama özgü olarak üzerinde durulan durumlardan biri artık gerçekliğin çarpıtılmasının toplum tarafından önemsenmemesi. Vurgulanan diğer bir durum iletişim teknolojilerinde yaşanan devrimsel gelişmeler. Sosyal medya ile birlikte insanların haberin hem tüketicisi hem üreticisi olmaları, sosyal medyadaki filtre balonları ile farklı görüşlerle giderek daha az karşılaşmaları ve sahte haberin giderek yaygınlaşması gerçeklik-ötesini besleyen değişimler olarak ele alınıyor. Yazın içerisinde bilim karşıtlığı ve demokrasiye olan güvenin azalması da benzer bir biçimde gerçeklik-ötesinin temelindeki durumlar olarak ileri sürülüyor. Post-modernistlerin nesnel gerçekliği sorgulamaları ile mutlak nesnel gerçeğin varlığından şüphe edilmesi de yürütülen tartışmaların başka bir odağını oluşturuyor.

Gerçeklik-ötesine özgü olanın ne olduğu üzerine tartışılsa da yakın döneme ilişkin böyle yeni bir kavramsallaştırma yapılması kendi başına bir tartışma konusudur. İnsanlar toplumsal gerçekliği bilinçleri dolayımıyla algılarlar. Ancak eşitsiz bir düzen içerisinde toplumsal gerçek ile algılanan arasında bir ayrıksılık oluşur. Söz konusu ayrıksılık ise ideoloji ile doldurulur. Eşitsiz düzen içerisinde hegemonya kuranlar, ideolojiyi de belirlerler. Gerçeklik-ötesi tartışmaları da hegemonyanın belirlenimi içerisinde söz konusu alanda yapılmaktadır.

Kaynak Önerileri

Çulhaoğlu, Metin (2015), Binyıl Eşiğinde Marksizm ve Türkiye Solu, Yordam Kitap

Defination of Post-Truth by Oxford Dictionary

Gramsci, Antonio (2014), Hapishane Defterleri, Belge Yayınları

Keyes, Ralph (2004), The Post-Truth Era: Dishonesty and Deception in Contemporary Life, Macmillan Publishers

McIntyre, Lee (2018), Post-Truth, The MIT Press

Marx, Karl (1979), Ekonomi Politiğin Eleştirisini Katkı, Sol Yayınları

Post-Truth Çağı, Pasajlar Dergisi, Sayı 4